Alert Notification

Size Özel Psikolog

Size en uygun psikologu seçmemizi ister misiniz? WhatsApp'tan ulaşın

Aşkın Psikolojisi: Erich Fromm’un Aşk Anlayışı

Aşk, insanın varoluşunun en temel ve karmaşık deneyimlerinden biridir. Erich Fromm, insan psikolojisinin derinliklerinde aşkın yeri üzerine önemli analizler yapmış bir psikolog ve sosyologdur. “Aşkın Psikolojisi”, Fromm’un, aşkı sadece duygusal bir bağ olarak değil, aynı zamanda bir sanatı, bir beceri ve bir seçimi olarak değerlendirdiği derinlemesine bir çalışmadır. Fromm’a göre, gerçek aşk, sahiplenme ve bencil isteklerden ziyade, özgürlük ve karşılıklı saygıya dayalı bir olgudur.

Bu yazıda, Erich Fromm’un aşk anlayışını ve onun aşkın psikolojisi üzerine geliştirdiği fikirleri keşfedeceğiz.

Aşk Nedir?

Erich Fromm, aşkı, sadece bir duygu değil, bir sanatı ve bir seçim olarak tanımlar. Fromm’a göre, aşkın bir sonucu değil, insanın sürekli olarak öğrenmesi gereken bir beceri olduğunu söyler. Aşk, karşınızdaki kişiyi sadece kendinizi tatmin etmek için değil, onu gerçekten anlamak ve kendi potansiyelini geliştirmesi için desteklemek amacıyla kabul etmeyi gerektirir. Yani, gerçek aşk, karşılıklı bir saygı, özveri ve sorumluluk gerektirir.

Fromm, aşkın farklı biçimlerine değinirken, sevgi ve aşk arasındaki farkı da ortaya koyar. Sevgi, genellikle daha kısa vadeli ve kişisel doyum sağlayıcı bir duygu olarak görülürken, aşk daha derin bir bağdır ve bir insanın karakterini ve ruhunu geliştirmesine olanak sağlar.

Aşk ve Sahiplenme

Fromm, aşkın sahiplenme ve bencillikten uzak olması gerektiğini vurgular. Modern toplumun bireyci yapısı, insanların sevgiyi ve aşkı sahiplenme, kontrol etme gibi yanlış algılarla bağdaştırmalarına yol açar. Ancak gerçek aşk, karşınızdaki kişi üzerinde sahiplik duygusu oluşturmaz; tam tersine, onu özgürce sevmenizi ve ona özgürlük tanımanızı gerektirir.

Sahiplenme ve kontrol etme arzusu, aşkın bozulmasına neden olur çünkü bu yaklaşım, sevilen kişinin kişisel sınırlarını ve özgürlüğünü ihlal eder. Aşkın temelinde, karşınızdaki kişiye saygı göstermek ve onu tüm yönleriyle kabul etmek vardır.

Aşkın Beş Türü: Fromm’un Sevgi Teorisi

Erich Fromm, aşkın sadece tek bir biçimde var olmadığını ve farklı çeşitlerde aşk olduğunu belirtir. Bu çeşitlilik, aşkı çok boyutlu ve zengin kılar. Fromm’a göre, aşk şu beş temel türde kendini gösterir:

  1. Kardeşlik Aşkı (Fraternal Love): Karşılıklı saygıya ve eşitliğe dayalı, herkesin birbirine duyduğu sevgi. Bu türdeki aşk, empati ve başkalarının refahını ön planda tutar.
  2. Anne Aşkı (Motherly Love): Şartsız kabul ve besleme, koruma. Anne sevgisi, kişinin temel duygusal güvenliği ve desteğini sağlayan bir sevgidir.
  3. Eros Aşkı (Romantic Love): Cinsel ve romantik çekimle birleşen, tutkulu bir aşk biçimidir. Ancak Fromm, bu tür aşkın zamanla evrimleşmesi ve derinleşmesi gerektiğini belirtir.
  4. Özverili Aşk (Selfless Love): Başkalarının ihtiyaçlarına ve refahına odaklanan bir sevgidir. Kendi isteklerinden feragat etme ve başkalarını ön planda tutma anlayışıdır.
  5. Tanrısal Aşk (Love of God): Manevi bir bağ kurarak, insanın evrensel bir sevgiye ve derin bir anlam arayışına yönelmesi.

Her biri, insanın farklı seviyelerde bağ kurma, başkalarını anlama ve empati gösterme yeteneğine dayanır.

Aşk ve Kendi Kendine Saygı

Fromm’a göre, aşk ancak bir kişinin özsaygısı ve kendi değerini bilmesiyle mümkündür. Bir kişi kendini sevmedikçe, başkalarını sevmesi de zordur. Fromm, kendini sevmenin, özgüven ve kendi benliğine saygı duymanın temeli olduğunu savunur. Kendi değerinizi kabul etmek, başkalarına da aynı şekilde yaklaşma kapasitenizi artırır. Bu, sağlıklı ilişkilerin ve gerçek aşkın temeli olarak görülür.

Kendi kimliğinize, değerlerinize ve arzularınıza sahip çıkmak, ancak o zaman karşınızdaki kişiye de tüm kalbinizle, özgürce ve saygıyla bağlanmanızı sağlar. Bu yaklaşım, kişiler arası ilişkilerde hem bireysel hem de kolektif bir iyileşme yaratır.

Aşkın Toplumsal Boyutu

Fromm’un aşk anlayışında toplumsal boyut da büyük önem taşır. Toplumun bireyciliği ve tüketim kültürü, gerçek aşkı engelleyebilir. Bireylerin birbirlerine duyduğu gerçek sevgi, toplumun dışarıdan dayattığı normlar ve yüzeysel ilişki biçimlerinden bağımsız olarak gelişir. Aşk, toplumsal değerlerin ötesine geçer ve kişinin içsel dünyasına, özgürlüğüne ve insanlığın ortak değerlerine dayanır.

Fromm, modern toplumda aşkın giderek daha fazla kaybolduğuna, insanların ilişkilerini tüketim ve fayda anlayışıyla şekillendirmeye başladıklarına dikkat çeker. Oysa gerçek aşk, çıkarcı olmayan, karşılıklı anlayış ve insanın derinliklerine inme temeli üzerine inşa edilmelidir.

Erich Fromm’un “Aşkın Psikolojisi” anlayışı, aşkı bir duygu ve bağdan daha fazlası olarak görür. Gerçek aşk, derin bir özsaygı, özveri, empati ve özgürlük gerektirir. Aşk, bir sanattır ve herkesin bu sanatı öğrenmesi gerekir. Fromm, aşkı insanın evrensel ve manevi bir gereksinimi olarak tanımlar. Aşk, sadece romantik ilişkilerde değil, aynı zamanda toplumla ve kendimizle kurduğumuz her bağda var olmalıdır.

Bu anlayış, sadece bireysel ilişkilerde değil, toplumsal düzeyde de daha sağlıklı, derin ve anlamlı bağlantıların oluşmasına katkı sağlar.

0
Would love your thoughts, please comment.x
GFA - Back to top